Gölvadisi Kültür ve Yaşam Dergisi / İsmet Cerit Yazıları

Gölvadisi Ekim / Kasım 2018 Sayı 4 Kültür ve Yaşam Dergisi
Göbeklitepe
Hamiler büyük bir güç halinde doğudan gelmişler ve bütün Sami topraklarını ele geçirmişlerdi. Onlar devlet kurmayı ve yönetmeyi ve Samilerin bilmediği daha başka bir çok şeyi biliyorlardı. Birkaç nesil sonra onların başına geçen Kral Nemrut; Anadolu, İran ve Mezopotamya üzerinde hüküm süren büyük bir imparatorluk kurmuştu. Onun gücü mutlak ve tartışmasızdı.

Dünyanın bu bölgesine şehirler kurmayı Hamiler öğretmişlerdi. Onlar, toprağı ekip biçmesini, hayvanları evcilleştirmesini ve kendi amaçları için kullanmasını biliyorlardı. Yerden çıkardıkları bazı madenleri işlemesini, onların tılsımından yararlanmasını da biliyorlardı. Büyük taş kütlelerini yerinden oynatarak birbirine mükemmel şekilde tutturan inanılmaz güzellikte binalar ve bu binalardan oluşan şehirler yapıyorlardı. Onların bu gücü ve medeniyeti, diğer insanları hem şaşırtıyor hem de onlara itaate zorluyordu.

Hamiler yük hayvanı olarak filleri, ağır işlerde çalıştırılmak üzere mandayı ve süratli savaş arabaları için köpeği kontrolleri altına almışlardı. Ayrıca emirlerinde, eski zaman masallarında bahsigeçen devler bulunuyordu. Hamiler bu devleri bazı madenleri birbirine sürterek harekete geçiriyor ve onlara çeşitli yapım ve yıkım işleri yaptırabiliyorlardı. 10-12 metre boyundaki bu devlerin birkaç tanesi bir araya geldiklerinde 50-60 tonluk taş blokları yerlerinden oynatabiliyor, bir yerden bir yere taşıyabiliyor veya bir yapıda kullanabiliyorlardı.

Yine Hamiler sayı saymasını ve bazı sayıları bazı sayılara eklemesini, konuşmayı ve kelimeleri birtakım sembollerle yazıya geçirmesini biliyorlardı. Konuştukları lisan, Samilerinkine oranla çok daha gelişkin ve zengindi. Samilerin bilmediği bir çok manayı onlar hem tasavvur, hem de ifade edebiliyorlardı. Tabiat üzerindeki hakimiyetlerinin mükemmelliği, onları diğer insanlar üzerinde de efendi kılmaya yetiyordu.

Bu güç ve medeniyetin kaynağı bilinmiyordu. Hamiler bu sanatları nereden öğrenmişlerdi? Bazı kimselere göre onlara çok eski zamanda Peygamber adı verilen kimi din adamları gökten gelmişler ve bu sanatları bir bir öğretmişlerdi. Bazı kimselere göre ise bu sadece bir efsaneden ibaretti; Hamilerin ataları Hindistan yöresinde yaşarken, onlara içinde yaşadıkları coğrafya, gelişmişliği ve medeniyeti ilham etmiş, onların becerikli ustaları da bu ilhamı değerlendirmişlerdi.

Ne olursa olsun, Hamiler ve onların kralı Nemrut, karşı konulmaz bir güce sahipti. Bu güçle Samileri kolayca mağlup etmişler ve köleleştirmişlerdi. İsteseler hepsini yok edebilirlerdi. Zira her ne kadar Nuh Tufanı üzerinden çok uzun zaman geçtiyse de Ham ve Sam’ın soyları arasındaki mücadele sürüp gitmişti.
Bazen Ham Oğulları, bazen Sam Oğulları üstün gelmişti. Birkaç bin yıl önce Sam Oğulları, rakiplerini alt edip, devletlerini yıkarak, bir çoklarını öldürdükten sonra geri kalanlarını Hindistan ormanlarına doğru sürdüklerinde, orada toplanan bir avuç Hami yemin etmişti: Sam Oğullarının tümünü yok edeceklerdi.
Göbeklitepe
Çok çalışmışlar, hem çoğalmışlar, hem de büyük bir güce ermişlerdi. Bir gün hazır olduklarına kanaat getirdiklerinde batıya doğru hareket ederek Samilere saldırmışlardı. Samiler hala binlerce yıl önceki medeniyetsiz yaşantıları içinde ömür çürütürken, karşılarında birdenbire köpeklerin, fillerin, kartalların ve yılanların gücüyle hareket eden Hami kuvvetlerini görünce apışıp kalmışlardı. Kendileri için yok olma saatinin geldiğini düşünmüşler ve onların önlerinde kapanarak hükümlerine boyun eğmişlerdi.

O zaman, iki yanında iki devin çektiği bir fil üzerinde karşılarına gelen Nemrut’un babası Kuş, köleleştirmenin yok etmekten daha faziletli olduğunu farkederek bu eski yemin üzerinde bir reform yapmıştı. Kuş, “onları öldürürsek kurtulurlar, ama köle yaparsak sonsuza dek hem acı çekerler, hem de bize hizmet ederler” diye düşünmüştü. Kuş, bu düşüncesini, onların minnet duygularını ortaya dökecek şekilde dile getirmişti:

- Ey Samiler! Ey düşmanlarım! İstesem burada hepinizi öldürebilir, sizi ve sizden doğacak olanları sonsuza dek yeryüzünden silebilirim. Ama diğer insanların beni merhametsiz, gaddarın teki olarak bilmesini istemiyorum. Canlarınızı bağışlıyorum. Siz de buna karşılık bana ve halkıma hizmetle yükümlüsünüz.

Böylece Sam Oğullarının, Ham Oğullarının köleleri olacağı yeni bir çağ başlamıştı.